top of page

İş Hukuku ve İşveren-Çalışan Anlaşmazlıkları

İş hayatı, üretim ve hizmet süreçlerinin sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez bir unsurdur. Bu sürecin merkezinde yer alan işçi ve işveren ilişkisi, hem ekonomik hem de sosyal boyutlarıyla dikkatle düzenlenmelidir. Bu ilişkiyi düzenleyen en temel yasal çerçeve ise iş hukukudur. İş hukuku, işçinin korunmasını esas alarak işverenle olan ilişkilerini düzenlerken; aynı zamanda işverenin de üretim faaliyetlerini yasal güvenceye alır.

Ancak her ne kadar yasalarla belirli sınırlar çizilmiş olsa da, uygulamada işçi ile işveren arasında zaman zaman çeşitli anlaşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu anlaşmazlıkların çözümü, tarafların haklarını bilmesi ve yasal mekanizmaların etkin kullanılması ile mümkündür.

İş Hukukunun Temel İlkeleri

İş hukuku, temelde şu ilkeler üzerine inşa edilmiştir:
   1.    İşçinin korunması ilkesi: İşçi, ekonomik ve sosyal olarak işverene göre daha zayıf konumda olduğundan, yasa koyucu tarafından daha çok korunur.
   2.    Emredici kuralların önceliği: İş hukukunda çoğu kural emredicidir; yani taraflar bu kurallardan saparak kendi aralarında farklı düzenlemeler yapamaz.
   3.    Eşitlik ilkesi: İşveren, çalışanları arasında ayrımcılık yapamaz. Irk, cinsiyet, inanç, siyasi görüş gibi nedenlerle farklı muamele yapılamaz.
   4.    İşyeri düzeninin sağlanması: Hem işverenin verimli üretim yapabilmesi hem de işçinin haklarının korunması için işyeri düzeni önemlidir.

Sık Karşılaşılan İşveren-Çalışan Anlaşmazlıkları

İş hayatında en sık karşılaşılan anlaşmazlık türleri şunlardır:

1. Ücret ve Yan Haklar

Çalışanın zamanında ve tam ücret alamaması, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, sosyal hakların eksik sağlanması gibi durumlar anlaşmazlıklara yol açmaktadır.

2. Fazla Mesai ve Çalışma Süreleri

İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi 45 saattir. Bu sürenin üzerindeki çalışmalar fazla mesaiye girer ve %50 zamlı ödenmelidir. Ancak pek çok işyerinde fazla mesai ücretleri ödenmemekte ya da kayıt dışı bırakılmaktadır.

3. Haksız Fesih ve İşe İade

İşverenin iş sözleşmesini geçerli neden olmaksızın feshetmesi, iş güvencesi kapsamında olan işçiler için dava konusu olabilir. İşe iade davaları bu noktada devreye girer.

4. Mobing (Psikolojik Taciz)

İşyerinde sistematik baskı, aşağılama, dışlama gibi davranışlar, çalışanın hem psikolojik sağlığını hem de iş performansını olumsuz etkiler. Bu tür durumlar tazminat talepleriyle sonuçlanabilir.

5. İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları

İşverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almaması, iş kazaları veya meslek hastalıklarına yol açabilir. Bu durumda hem cezaî hem de tazminat sorumluluğu doğar.

Anlaşmazlıkların Çözüm Yolları

İşveren-çalışan arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde izlenebilecek yollar şunlardır:
   •    Arabuluculuk: 1 Ocak 2018’den itibaren işe iade ve tazminat davalarında arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir.
   •    İş Mahkemeleri: Arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamazsa, işçi iş mahkemesine başvurarak hakkını arayabilir.
   •    İş Müfettişlerine Başvuru: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerine şikayet yoluyla başvurulabilir.
   •    Sendikal Yollar: İşçiler, sendikalar aracılığıyla toplu sözleşme yapabilir ve toplu iş uyuşmazlıklarını çözebilir.

Sonuç

İşveren-çalışan ilişkisi, ancak karşılıklı hak ve yükümlülüklere saygı duyulduğunda sağlıklı şekilde sürdürülebilir. İş hukukunun sunduğu koruma mekanizmaları, taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıkların adil şekilde çözülmesine olanak tanır. Hem işçilerin hem de işverenlerin yasal hak ve sorumluluklarını bilmesi, iş barışının sağlanmasında temel şarttır.

Logo.png
Referans Hukuk Danışmanlık
Adres: Levent Mahallesi ,34330  Metro City Plaza kat /28 - No/56 Beşiktaş Etiler İstanbul
bottom of page